

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıldönümü okulumuzda yapılan programla kutlandı.
Çanakkale zaferinin, 110.yılı münasebetiyle, düzenlenen programda sizleri, saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Tarih, büyük milletlerin, kaderlerinin, bazı zamanlarla ve bazı mekânlarla iki defa kesiştiğine şahitlik eder. Bu şahitlik, kimi zaman, ruhları coşturan bir destanın kimi zamanda, yürek yakan bir bozgunun hikâyesi olmuştur. Kosova ovasında, iki defa yazılan muhteşem destan, Viyana önlerinde iki defa yarattığı hayal kırıklığı…
26 Ağustos 1071 ‘de, Sultan Alparslan ile bu toprağı yurt dediğimiz gün, bugünden 851 yıl sonra, yine bir 26 Ağustos günü, Büyük Atatürk’ün siyasi ve askeri dehasının, Büyük Taarruz’un, hücum emrini verdiği gündür. Elde kalan son kara parçasına benimsin, diyerek dişimizle tırnağımızla yapıştığımız yerdir, Çanakkale.
Yaylalardan, bozkırlardan, takım takım, bölük bölük, gelen çocuk irisi gençlerin, denizi ilk defa gördükleri yerdir, Çanakkale. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden anaya, sılaya, yâre veda edip, ömürlerinde hiç görmedikleri payitaht, İstanbul için dövüşüp öldükleri yerdir, Çanakkale.
Çanakkale öyle mucizevi bir destandır ki, temelinde Türk kahramanlığı ve vatanseverliği yatar. Çanakkale pek çok mucizeye şahit olmuştur. Yahya Çavuş ve kahraman takımıdır, mucizenin kendisi. 276 kiloluk mermiyi, topun namlusuna, üç defa yerleştirip, düşman gemisini batıran Seyit Onbaşı’dır, mucize. Emrindeki birliğe: ‘’Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.’’ diyebilecek, düşmanlarının, bile daha sonra, asrın dehası olarak nitelendirip, hakkını teslim ettikleri, Mustafa Kemal, ve aldığı emri son nefer kadar gözünü kırpmadan, yerine getiren 57.alaydır, mucize. Çanakkale’de döktüğü mayınlarla, tarihin akışını değiştiren, Nusret mayın gemisidir, mucize
Çanakkale öyle anlatıldığı gibi centilmenler savaşı da değildir. Meclislerinde: ‘’Kimyasal silah kullanmak bir insanlık suçu değil midir? sorusuna, evet ama Türkler insan mıdır ki’’ diyen Churchill, şahsında İngiliz kin ve nefretinin kusulduğu yerdir, Çanakkale. Yüzbinlerce can pahasına kazanılan bu zaferde, Atatürk’ün ifadesi ile bir Darülfünun gömdük.
Bir bahar sabahı yolunuz Gelibolu’ya uğrarsa, gözünüzle değil, gönlünüzle bakarsanız, gelinciklerin iki kat kırmızı açtığını, görürsünüz, kulağınızla değil yüreğinizle dinlerseniz, dağın, taşın, bir yemini tekrarladığını duyarsınız. Bin defa ölürüz yoluna, bu vatan toprağıdır, bir karışı verilmez. Dünde, bugünde yarında, Tanrı şahit olsun ki, Çanakkale geçilmez.
Bu vesile ile, tarihin derinliklerinden bugüne, bu millet ve toprak uğruna şehit olan, Malazgirt’in, Mohaç’ın, Çanakkale’nin terörle mücadelenin, Afrin’in aziz şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz. Varlığımız, Türk varlığına armağan olsun.
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında okulumuzda güzel bir program düzenlendi. İlçemiz protokolünün katılımıyla gerçekleşen programda öğrencilerimiz tarafından şiirler okundu, orataoryo ve gölge gösterileri yapıldı. Bu güzel programda emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimize ve başta Şabanözü kaymakamı Emre URHAN olmak üzere programımıza katılan tüm misafirlerimize teşekkür ediyoruz.